Özgeçmiş Bir Pazarlama Sanatıdır
9794 görüntülenme
Üniversite son sınıftaydı. Mezuniyetinin yaklaşması onu heyecanlandırıyor, işini yapmak için can atıyordu. Nasıl heyecanlanmasın ki dört yıl insan kaynakları üzerine eğitim almış, bu mesleğe daha öğrenciyken gönül verdiğini elinden geldiğince duyurmaya çalışmıştı. İşte tam vaktiydi; zaman kaybetmemek için çeşitli kariyer portallarından ilanlara başvuru yapmaya başlamış, tanıdıkları aracılığıyla özgeçmişini dağıtmıştı. Özgeçmiş onun için bir kağıt parçasından ibaretti. Kendi kendine "Delilik bu; yeni birini tanımak kocaman yeni bir dünyayı keşfetmekti. Ahh nasıl olur da insanları bir kağıt parçası üzerinden tanımaya ve elemeye çalışırlar." derdi.
Artık bilgisini, öğrendiklerini uygulamak için sabırsızlanıyordu. Okul bitmiş ve üzerinden 1 ay geçmişti. Şirketlere yapmış olduğu başvurulardan hala ses seda yoktu. Kendinden emindi oysaki öğrencilik yıllarını güzel değerlendirmiş, stajlar yapmış ve bir sürü sosyal faaliyette bulunmuştu. Umudunu yitirmek üzereydi. Bir yerde yanlış yaptığının farkındaydı ama nerede? Neyse ki çevresinde ona yardımcı olabilecek birçok İK'cı vardı ve bir uzman desteği almanın doğru bir karar olacağını düşündü. Destek istediği her İK'cıdan aynı yanıtı aldı;
- Şu özgeçmişini gönder bakalım, bir inceleyelim.
- Yine mi? Siz bari tanıyorsunuz beni, bu işin eğitimini almış, çeşitli konularda kendini kanıtlamış biriyim. dedi kendi kendine.
Üniversitede hocaları özgeçmiş hazırlamayı öğretmişti. Evet, özgeçmişini hocalarının anlattığı gibi hazırlamıştı, kesinlikle görüşmeye çağırılmaması bundan kaynaklı olmadığını düşünüyordu. Yılların tecrübesiyle kavrulmuş, çeşitli şirketlerde danışmanlık yapmış ve eğitimler düzenlemiş bir İK'cıya özgeçmişini gönderdi. "Aferin, çok güzel" şeklinde bir mail bekliyordu kendinden emin şekilde. Beklenen mail geldi ve şok oldu, yüzü düşmeye başladı, şaşkınlıklar içerisindeydi... Özgeçmişi adres bilgilerinden iş tecrübelerine, sosyal faaliyetlerinden referanslarına kadar meğerse bir sürü hata barındırıyormuş. Danışmanın tavsiyesini dinleyerek hemen özgeçmişini sil baştan hazırlamaya başladı. Farklı bir şehirde yaşıyor, İstanbul'da çalışmayı istiyordu ve öncelikle bunu değiştirmesi gerekiyordu. Özgeçmişine bir düğünde çektirmiş olduğu, kendisinin çok beğendiği bir fotoğrafı özgeçmişine koymuştu. Onun yerine hemen bir vesikalık yerleştirdi. Çokuluslu bir şirkette ve değişik sektörlerde stajlar yapmış, buralarda güzel deneyimler kazanmıştı. Eksik olan şey ise bir önceki özgeçmişinde iş tanımlarına değinmemişti. O an gerçeklerle yüz yüze geldi; özgeçmiş hazırlama, bir pazarlama sanatıydı ve ilk izlenim için özgeçmişin ayrıntılı, sade bir şekilde sunulması gerekiyordu.
Özgeçmişini danışmanının istediği doğrultuda hazırladıktan sonra ilanlara başvuru yapmaya devam etti. Firmalarla görüşmeler yaptı. Görüşmeler sonucunda bir danışmanlık şirketinde Seçme ve Yerleştirme Uzman Yardımcısı olarak görev yapmaya başladı. Özgeçmişin önemini burada daha iyi anlar oldu. Bu sefer yüzler, binlerce özgeçmişle karşı karşıya kalıyor, firmaların taleplerine en iyi şekilde hizmet sunabilmek için en uygun adayı seçmesi gerekiyordu. Her gün farklı bir olaya şahit oluyordu. İş hayatında yılların tecrübesini kazanmış ama iş tanımlarına yer vermemiş adaylar, hobiler kısmına kitap okumak-gezmek yazanlar, genel başvurulara hangi pozisyon için başvuruda bulunduğu yazmayan, direk özgeçmişlerini mail ile gönderen adayları görünce üzülüyordu. Asıl olması gereken;
"Sayın Yetkili,
Kendimi belirttiğim alanda geliştirmek ve uygun görülen bir pozisyon oluşması durumunda özgeçmişimin değerlendirilmesini rica ederim. Özgeçmişim ektedir.
İyi çalışmalar dilerim." şeklinde bir önyazı eklemekti.
Bunun gibi daha nice sorunlar onu bekliyordu. Pişmesi için bu sorunlarla baş etmeli ak ile karayı ayırt etmeliydi. Kahramanımız pişe dursun özgeçmişinizle ilgili her türlü destek için hayatiarpaci@hotmail.com adresine maillerinizi gönderebilirsiniz. :)
23/12/2014
