İK Blog

Bireysellik ve Sinerji Üzerine


Yazar: Ayşe Başer

Etiketler: iş hayatı, başarı

Görüntüleme Sayısı 7511 görüntülenme

Ludwig van Beethoven'ın ağır işitmeye başlamasıya asosyalleştiği ve artan iletişim sorunları sonucunda otuzu aşkın ke taşındığı bilinir.Ünlü bestecinin intihara bile teşebbüs ettiği ölümünden sonra kağıtlar arasında bulunan Heiligenstadt vasiyetinden anlaşılmıştır...

Biz insanları makinalardan ayıran en büyük özelliğimiz, ruhumuzun ve duygularımızın oluşudur. Değişik zamanlarda benzer olaylar karşısında aynı insanların farkı tepkiler verebildiğine belki siz de şahit olmuşsunuzdur ya da sıradan bir iş gününde yaşadıklarınız sonunda bir an için her şeyi orada bırakıp neresi bile olduğunu bilemediğiniz bir yere kaçmayı arzulamışsınızdır. Sizi bunaltan olumsuz çevresel etkiler kronikleşmediği ve kaçtığınız şey bizzat "kendiniz" olmadığını sürece yanlız kalmayı istemek gayet doğaldır.

Beethoven sağırlaşmasıyla birlikte, kendisinden kaçmıştır ama sağırken bile kısmen onu huzurlu kılan titreşimleri hissetmek için bacaklarını kırmak pahasına bile olsa tekrar piyanosu ile çalışmaya başlaması ve üretmesi olmuştur. Beethoven kendisi ile tekrar barışmıştır.

İş yerinizdeki insanlarla her gün hemen hemen aynı saatlerde işe geliyor, yemeğe çıkıyor ve hatta benzer işleri yapıyor bile olsanız, onlarla aynı değilsinizdir. Geçmişiniz, geleceğini, deneyimleriniz, genetik kodlarınız, algılarınız ve katma değerinizle diğerlerinden farklısınıdır.

İnsan kendisi ile barışık ise duygusal olarak mutlu ve çevresi ile uyumludur. Farklılığının farkında olan ve diğer insanların değiştiremeyeceği huylarını olduğu gibi kabul eden insanlar huzurludurlar. Bir iş yerinde çalışan insanlar aynılaşmaya başladılarsa orada durağanlık, verimsizlik ve sürü psikolojisi söz konusudur. Birbirinden farklı bireysel olarak huzurlu insanların takım içindeki uyumu ve farklı katma değerleri ile sinerji oluşur.

Çok sesli müzikte de durum aynıdır, birbirinden farklı müzik aletlerinin, eş zamanlı olarak birbirinden farklı notalar eşliğinde çıkarttıkları seslerle meydana gelir. Bu harmoni, kemanların, viyolaların,viyolensellerin, klarnetlerin, obuaların, fülütlerin, piyanonun ve adını sayamadığım bir çok müzik aletinin uyumudur. Müzik aletlerinin akortlarının tam olduğu, doğru notalarla çalındığı sürece orkestra şefi yönetiminde bu ahenk konser boyunca hiç bozulmaz.



Bir şirket içinde de değişik müzik aletleri değişik birimler gibidir. Akort ise o birimler içindeki çalışanların kendileri ile barışık olma durumudur. Orkestra şefinin şirketteki karşılığının Genel Müdür olduğunu ve konser salonunu dolduran seyircilerin de üretilen mal ve hizmetleri kullanan müşteriler olduğunu düşünebilirsiniz. Yönetim Kurulu üyeleri protokol de en ön sıradadırlar birim müdürleri gerekli görülen durumlarda eserin icrasına bağlı olarak bazen birinci keman bazen piyano gibi solo olarak da çalabilirler.

Sinerji denilen ve Türkçemiz'e İngilizce'den "Bir bütün parçalarının toplamından daha büyüktür" tanımlamasıyla gelen ve ilk okunuşta belki de tam kavranamayan olgu işte bu çok sesliliğin uyumudur. Akortlu çalgıların takım içerisinde yarattığı katma değer ile oluşan seslerin bir arada eş amanlı olarak beraber çalmalarıdır.

Beethoven, doğuştan sağır değildi ve otuzlu yaşlarında sağır olmak gibi ağır psikolojik etkileri olan bir olumsuzluğun üstesinden geldi. İntihar etmedi ve sağırken bestelediği ünlü "9. Senfoni" 7 Mayıs 1824'te ilk kez Viyana Kraliyet Tiyatrosunda dinleyenlerin beğenisine sunuldu ve dakikalarca ayakta alkışlandı...

Beethoven'ın Heiligenstadt vasiyetini yırtmayı unuttuğu için mi yoksa "9. Senfoni" gibi muhteşem eserle isminin zamanı aşıp ölümsüzleşeceğini tahmin ederek, önemsiz bir belge olarak mı ardında bıraktığını bilemiyoruz. Ancak, sosyal bir varlık olan insanın kendi ö benliği ie her şart altında daima barışık olmaya çaışmasının ve yaptığı işi severek yapmasının bir katma değer yaratacağını, tüm çalışanların katma değerlerinin birleşmesi ile sinerjinin oluşacağını biliyoruz.

20/11/2012

Yorum Yap

Sorularınızı veya görüşlerinizi burada paylaşabilirsiniz.

İsim:

E-posta:

Yorum:


Ayşe Başer - CVyolla.com İK Blog sayfasında İnsan Kaynakları makaleleri yazıyor.

Ayşe Başer

İnsan Kaynakları Danışmanı, Eğitmen

  
  

ODTÜ İstatistik (B:SC) ve Yeditepe Üniversitesi İşletme Yönetimi (MBA) derecelerine sahip. Kariyerinin ilk 6 yılı tekstil sektöründe kendi aile şirketinde Pazarlama ve Satış alanında her kademede görev alarak başladı. Sonrasında İstanbul Sanayi Odası'nda Dış Ekonomik İlişkiler Müdürü, Sabancı Üniversitesi'nde İnsan Kaynakları Kıdemli Uzmanı olarak devam etti ve 2006 yılından itibaren serbest danışman ve eğitmen olarak çalışmaktadır. Almanca ve İngilizce bilen Başer evli ve 2 çocukludur.

İK Blog Sayfalarımız

İş arama sürecinizde size yardımcı olacak tüm İK blog yazıları >>

Etkili CV Hazırlama

CV Hazırlama
Blog Yazıları

Etkili CV hazırlama, CV örnekleri, kapak mektubu (ön yazı) ve niyet mektubu (motivasyon mektubu) yazımı gibi konular üzerine insan kaynakları blog yazıları...


Detay >>

İş Görüşmesi Mülakat

İş Görüşmesi
Blog Yazıları

İş görüşmesinde başarılı olmanın yolları, gelebilecek mülakat soruları, beden dili, giyim tarzı gibi konular üzerine insan kaynakları blog yazıları...


Detay >>

Kariyer Planı

Kariyer Planlama
Blog Yazıları

Doğru bir kariyer planı hazırlama, meslek seçimi, yurt dışında kariyer, kamuda/devlette kariyer, akademik kariyer gibi konular üzerine insan kaynakları blog yazıları...


Detay >>

İş Hayatı, Kariyer

İş Hayatı, Kariyer
Blog Yazıları

İş hayatında başarılı olmanın yolları, mutlu bir kariyer, kişisel gelişim ve iş arama süreci gibi konular üzerine insan kaynakları blog yazıları...


Detay >>

İnsan Kaynakları Blog Yazarları

Paylaştıkları bilgi ve deneyimleri ile iş arama sürecinize destek verecek tüm İK blog yazarları >>

Aradığınız İşi Hemen Bulun!

CVyolla.com'da 63654 üye firma eleman arıyor.


İŞ BUL


Sosyal medyada bizi takip edin!

En güncel iş ilanlarını, eğitimlerimizi, bizden haberleri ilk siz duyun!