"Denizin Işıltısı Kadınlarımız" mottosuyla düzenlenen Yakamoz Sempozyumu, bu yıl da 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü'nde denizcilik sektöründeki kadın emeği ve başarı hikayelerini paylaşmak üzere "Deniz ve Kadın" temasıyla düzenlendi.
8 Mart yaklaşıyor. Öncelikle tüm kadınların Dünya Kadınlar Gününü kutlarım. Hem bir kadın hem de bir İKcı olarak iş yaşamında kadınlarla ilgili yapılan araştırmayı sizlerle paylaşmak istedim.
Ne yazık ki hala, kadınlar çalışma hayatında, sırf cinsiyetlerinden dolayı ayrımcılığa maruz kalmaktalar. Mesleklere yönlendirmede, işe almada, ücrette, hamilelik durumlarında...
Kadının evle iş hayatı arasındaki sorumluluklarını dengeleyememesinin bir sonucu olarak kariyerine hiç başlayamamasına ya da başladığı kariyerini sonlandırmasına neden olabilmektedir.
Psikologlar olarak biz, annenin bebeği ile olan ilk ilişkilerinin önemini bilir ve anlatırız. Özellikle emzirme dönemindeki temas, koku, birliktelik çok kıymetlidir.
Tek kanatla uçulmaz. Toplumda kadınsız değişim ve gelişim olmaz. Hepimiz biliyoruz. Bu konuda çaba sarfediyoruz. Ama acaba bu yolda, iç iletişimde gözden kaçırdıklarımız var mı?
Benim burada cevap aradığım temel soru, eşit şartlar altındaki kadın ve erkeklerin mutluluk düzeylerine ilişkin. Örneğin bir holdingin merkezinde benzer işler yapan çalışanlara uygulanacak bir anket bu soruya cevap olabilir.
Her ne kadar son zamanlarda pozitif ayrımcılık şeklinde kadınların iş hayatında karşılaştıkları zorluklar azalmaya başlamış gibi görünse de yapılan bir araştırma aslında çok da büyük bir değişikliğin yaşanmadığını ortaya koyuyor.