Öğrenme nedir? Hangi metot ve yöntemlerle gerçekleşir dediğimizde, öncelikle öğrenmenin biz insanlar için temel ve vazgeçilemez bir ihtiyaç alanı olduğu konusunda sanırım hepimiz hemfikiriz.
Bugüne kadar katıldığınız konferanslarda, sunumlarda, eğitimlerde hep birilerinin başarı hikayelerini mi dinlediniz? Ve artık bunların yetersiz hatta bazen sıkıcı olduğunu mu düşünüyorsunuz?
Çok geç başladım, çünkü başarısızlıktan korkuyordum ya da kendime güvenmiyordum. Nefret ettiğim bir işte uzun zaman harcadım. Şu an bildiklerimi bilseydim, girişimciliğe 10 yıl önce başlardım. Başlamamak en kötü senaryodur.
İster iş, ister özel hayatımızda hemen hemen her gün irili ufaklı yeni girişimlerimiz, projelerimiz oluyor. Hiç düşündünüz mü kesinlikle başarılı olacağını öngörüdüğünüz bir girişim veya projenizin neden başarısız olduğunu?
Aklımızın bazı şeyleri daha yeni yeni algılamaya başladığı dönemlerde zihnimize dayatmalarda bulunmaya başlarlar. Bizim neler düşündüğümüzden çok, kendi doğrularını bize empoze etmeye odaklanırlar.
Kariyer içerisinde başarıya yoğunlaşmak ve ileriye doğru bakmak en önemli şey olarak görülür. Halbuki tek başına çok yetersizdir ve sadece sonuca yoğunlaşırsanız yolunuz üzerindeki birçok engeli göremezsiniz.
Başdöndürücü transfer tekliflerinin bu futbolcuları tahrik edememesinin sağlam, derin nedenleri var... Takımın yarısını oluşturan dünya çapındaki futbolcuları büyük paraları bastırıp oradan buradan devşirmeyen Barca...
Size yaşamınız boyunca hata yapmamanız konusunda uyarılar gelmiş olabilir. Korkmayın yaptığınız her hata sizi motive etsin. E.Langen'in dediği gibi "En usta kimse, bir zamanlar en çok yanlışı yapan kimsedir."
İyi bir şirkette zaten iyi yöneticiler, tatminkar maaş, nitelikli ekip arkadaşları ve iyi sosyal imkanlar vardır. Tutarlı ve güçlü bir gerekçe olmakla birlikte pratikte pek çok iyi olduğu düşünülen organizasyonda...
Bir yılın daha son günlerini yaşıyoruz. Kimimizi yılsonu hesaplarını kapatma, kimimizi hedefleri tutturma derdi, kimimizi hediye alışverişi ve tatil planlama telaşı, bazılarımızı da piyangodan belki bu sefer umudu sardı bile.
Bazı pek kurumsal şirketlerde, pek kurumsal kurallar vardır. Dokunanı yakar. Yıkmak bir tür günahtır. Örneğin, eğer bir çalışan işten kendi isteği ile ayrıldıysa, zinhar geri alınamaz. Bugün birçok büyük kurum, burada geri adım attı...
Steve Jobs'un 2005 yılında Stanford Üniversitesi mezuniyet töreninde yapmış olduğu konuşmaya atıfta bulunacağım. Bu vesile ile de 20. Yüzyılın en büyük dahilerinden birini (eskilerin deyimiyle) sitayişle anmış oluruz diye düşünüyorum.