İK Blog Yazıları

Daha küçücük çocuklardık ve birbirimize sorardık. Dürüstlük mü Cesaret mi? Aslında o zamanlardan farkındaydık bu iki kavramın hayatın içinde neler neler neler ifade ettiğini.

İş aradığını, her gün kariyer sitelerinde gezdiğini, danışmanlara ve işe alımcılara özgeçmişini e-posta olarak gönderdiğini biliyorum. Zor bir süreç, kolaylıklar dilerim.

Amerika'da ülke genelinde yapılan bir araştırmaya göre, iş başvurularında adayların yüzde 70'i özgeçmişlerini hazırlarken yalan söylüyor veya gerçekleri çarpıtıyor.

Eğer adım adım uygulamayı düşündüğünüz çok detaylı uzun döneme yayılmış ve her adımı belli bir kariyer planınız var ise onu çöpe atın.

Bir yılın daha son günlerini yaşıyoruz. Kimimizi yılsonu hesaplarını kapatma, kimimizi hedefleri tutturma derdi, kimimizi hediye alışverişi ve tatil planlama telaşı, bazılarımızı da piyangodan belki bu sefer umudu sardı bile.

Yeni çağın trendi duygusal olmaktan korkmayan "KARİZMATİK İK ve LİDER"leridir. İşini iyi yapan/yapmak isteyen her yönetici, etrafındaki çalışanlara, çevresindeki insanlara duyarlı davranmalıdır.

İş mülakatları belirsizliği sebebi ile yeni mezunları korkuturken, en deneyimli profesyonelleri bile heyecanlandırabilir. Heyecan işin doğasında vardır. Mülakat çift taraflı bir etkileşimdir, çünkü birbirini tanımayan iki taraf bir araya gelmiştir.

"İnsan kaynakları" deyince akla gerçekten ne geliyor? İnsan kaynakları deyince, tüketilmek üzere istihdam edilen "kaynak" mı, yoksa insanları birbirine kaynaştıran/bütünleştiren "eylem" mi hatırlanmalı önce?

Borçlar kanununda iş sözleşmesine ilişkin değişiklik ve yenilikler, sadece hukukçuları değil, tüm çalışanları, insan kaynakları uzmanlarını ve uygulamacılarını da yakından ilgilendirdiğini söyleyebiliriz.

Bazı pek kurumsal şirketlerde, pek kurumsal kurallar vardır. Dokunanı yakar. Yıkmak bir tür günahtır. Örneğin, eğer bir çalışan işten kendi isteği ile ayrıldıysa, zinhar geri alınamaz. Bugün birçok büyük kurum, burada geri adım attı...

Steve Jobs'un 2005 yılında Stanford Üniversitesi mezuniyet töreninde yapmış olduğu konuşmaya atıfta bulunacağım. Bu vesile ile de 20. Yüzyılın en büyük dahilerinden birini (eskilerin deyimiyle) sitayişle anmış oluruz diye düşünüyorum.

Gündelik işlerin arasından kafanızı kaldırıp, çalıştığınız kurumun müşterileri ilişkileri, ürünleri veya stratejileri ile ilgili fikirler üretebiliyor musunuz? Yöneticileriniz bu gibi idari konularda sizin görüşlerinize başvuruyorlar mı?