Profesyonel yaşantısına Kara Harp Okulu'nda öğretim görevlisi olarak başladı. TSK tarihindeki en genç doktor, en genç doçent ve ilk sosyal bilimler profesörü oldu. Genelkurmay Karargahındaki ilk elektronik öğrenme sistemini kurdu. Kobiler İçin Gerilla Stratejileri ve İşveren Markası kitaplarını yazdı. Şu anda Yeni İK Danışmanlık Grubu'nda Türkiyenin İdeal İşyerleri Araştırması'nı yönetiyor ve İstanbul Şehir Üniversitesi ve Galatasaray Üniversitesinde yüksek lisans ve doktora derslerine giriyor.
Araştırmalar Türkiyedeki İnsan Kaynakları (İK) problemlerinin büyük ölçüde işe alımla başladığını ortaya koyuyor. Yani daha başlangıçta hata yapıyoruz.
Marka denildiğinde akla sunulan vaat gelir. Bir markanın değerini sunduğu vaadin kapsamı ve bu vaadi yerine getirme düzeyi belirler. Özetle markanın hedef kitlesi için anlam taşıyan bir şeyler vaat etmesi ve bu vaadi yerine getirebilmesi önemlidir.
Şirkete güvenlik görevlisi alırken izleyeceğimiz süreç ile bilgi yoğun pozisyonlar için alım yaparken izleyeceğimiz süreç birbirinden farklı olmalı. Dikkat edin mavi yaka, beyaz yaka gibi bir ayrıma gitmiyorum.
"Şirket içi girişimcilik gerçekten işe yarar mı?" sorusuna en iyi cevap, yine bildik bir şirketten, Google'dan geliyor. GMail, Adsense, GoogleNews gibi milyonlarca dolar değerindeki projelerin şirket içi girişimciliğin ürünü olması...
Stres çağımızın en önemli sorunları arasında geliyor. Türkiye ile ilgili sağlıklı bir istatistik elimizde olmamakla birlikte, ABD'de şirket çalışanlarının % 60'ının doktora stres kaynaklı hastalıklar nedeniyle başvuruyor.
İşe alım sürecinde yaşadığım kişisel tecrübeler, konu ile ilgili yaptığım tartışmalar ve bana ulaşan onlarca görüşü birleştirdiğimde 10 maddelik bir yol haritası çizebilirim.
Linkedin'in Türkiye'deki kullanıcı sayısı gün geçtikçe artıyor. Fakat yeni katılımcılar Linkedin'in bir eğlence ve sosyal paylaşım platformu olmadığının farkındalar mı?
Türkiye'deki kuşaklar arası farklılıkların temelinde ekonomi, aile ve teknolojinin yattığını söylemek mümkün. Bunlardan 'aile' başat faktör gibi görünüyor. Ayrıca bunlara yeni faktörler ekleyebiliriz.
Harvard Business School öğretim üyesi Amy Cuddy'nin bulguları "görüşme öncesi duruşun" başarı ya da başarısızlığın temel belirleyicisi olduğunu ortaya koyuyor.
Benim burada cevap aradığım temel soru, eşit şartlar altındaki kadın ve erkeklerin mutluluk düzeylerine ilişkin. Örneğin bir holdingin merkezinde benzer işler yapan çalışanlara uygulanacak bir anket bu soruya cevap olabilir.
Geleneksel iş ilanlarını gördükçe sinirlerim bozuluyor. Çünkü işin kolayına kaçıyorlar. İnsanları anlamaya çalışmak yerine, değerlendirmeyi kağıt üzerinde bitiriyorlar.